Alman Wolf Dieter Hütteroth mesleği itibarıyla Coğrafya bilimcisidir. O, 1960—61 ve 1962/63 yıllarında İç Anadoluya alan araştırmasında bulunmak üzere gitmiş. Hütteroth, ‘’Landliche Siedlungen im Südlichen Inneranatolien in den letzten vierhundert Jahren’’ adlı araştırmasında Konya-Ankara arası bölge Kürtlerinden de bahsediyor. Kürt aşiretlerinin yanısıra Türkmen aşiretlerinin ve muhacirlerin (Çerkez, Tatar) bu bölgeye gelişi, yaşam biçimi ve yerleşimi hakkında etraflı bilgiler içeriyor Hütteroth un araştırması. Bu araştırmada, Konya-Ankara Kürtleri Konusuna değinilen bazı bölümleri Türkçeye çevirerekyayınlıyoruz.
19. yüzyılın kısmen belirlenebilen son çeyreğinde, İç Anadolu’nun büyük bir bölümünde, halkın çoğunluğu yerle¤şim yerlerini yılda en az iki kere değiştir¤mekteydi. Değişik çadır türleri yazlık yerleşim alanlarında yaygın bir biçimde görülüyordu. Ancak halkın hareket alanı oldukça belli köy ve aşiret sınırları için¤deki alanlarla sınırlanmış ve daraltılmış bir vaziyetteydi.
Sadece Toroslarda, kışlakları Akdeniz kıyıla¤rının düzlük¤lerinde bulunan ve tümden göçebe olan aşiretlere rastlan¤maktaydı. İç Anado¤lu’da 19. Yüzyılın başla¤rında, tüm aşiretin yeni mera ve yerleşim yeri arama, tahsildarlardan kaçma veya iç çatışmalar nedeniyle sıkça uzak yörelere yapılan ve peryodik olmayan göçlerine rastla¤nıyordu (1).
Ancak bu göçerlik 19. Yüzyılın son çeyreğinde son buldu. Yöresel etnik yapılanma, günümüze dek süren şekliyle kendini korudu (Bkz. Harita). 1870’de etnik aşiret yapılanması (Yazarın kendi tespitlerine göre)
Bozkır bölgesinin Haymanaya doğru uzanan Kuzey kesiminde bulunan kışla köyleri, 1870’ lerde bir yandan büyük yerleşim birimi diğer yandan adları bilinen aşiretlerin merkezleri konumunda bulunuyordu.
Yeniceoba, Bulduk, Kozan, Celep, Kürdoğlu, Dondurma (Halikanlı), Yapalı ve Taşpınar’ da aşiret ve kısmen alt aşiret adları halen bugünde biliniyor. Ve yöreye yerleşimin ne zaman gerçek¤leştiği bazen yılına varıncaya kadar kesin biçimde belirtiliyor. Buraya yerleşim geleneği kesinlikle 200 yılı geçmiyor.
Dondurma da bana, buraya 1858’de yerleştiklerini söylediler. Reşvan Kürt aşiretine mensup köylere, örneğin Karagedik’e 1846/47, Burunsuz-Serefli’ye 1844, Bulduk’a 1853/55’de yerleşildiği anlatıldı. Osman Paşa adında biri onları Doğu Anadolu’dan Hayma¤nanın güneyine sürüp yerleştir¤miş. Şeyhbizin Kürtleri ise yerleşim tarih¤lerini 1800 ile 1810 olarak belirttiler. Benim bildiğim en eski belge, Ahmet Refik’in yayınladığı 244 nolu olup, 1776’ dan kalmadır. Bu belgede, Karaman eyaletinin soyguncu aşiretleri arasında ‘’Karaca Kürt’’ adı geçmektedir. Ancak bununla, Konya vilayetinin kuzeyinde bulunan Karacadağ yöre¤sindeki Kürtlerin kastedilmiş olup olmadığı kesin bilinmiyor. Resmi belgenin tarihi ile Şeyhbizin aşiretinin yerleşim tarihi arasında 30 yıllık bir süre farkı bulunuyor.
19. yüzyılın ikinci yarısında, İç Ana¤dolu’nun bozkır bölgesinin kuzeyinde yer alan bu kışla köylerinde de, yerleşim yerini değiştirme sistemi, bugün tespit edilebileceği gibi, aynı biçimde ve uzun süreden beri olmasada, Tuz gölünün güneyindeki gibiydi. Kuzeydeki bu kışla köylerindeki çoğu Kürt aşiretleri 19. Yüzyılın ortalarına kadar daha çok göçebe olarak yaşıyordu. Örneğin; Dondurmalılar 1860’larda her yıl güneye doğru, peryodik olmasada, sıkça kıþın Akdeniz’e kadar, Adana çevre¤lerine kadar uzanan göçlere çıkıldığını hatırlatıyor. Reşvan aşiretine mensup kuzeydeki kışla köylerinde, özellikle Bulduk’lu ve Yeniceobalılar 19. Yüzyılın ortalarına kadar aşiret federasyonunun bir bütün olarak Ankaranın ve Çubuk’un kuzeyindeki dağlık yörelere yapılan göçleri hatırlamaktalar.
Yazlak amaçlı yaylaya göçlerin kışlak köylerin çevresiyle sınırşlandırılmış olması bu bölgede yeni bir oluşum. Bunu, bölgenin kuzeyindeki kışla köylerinde, 19. Yüzyılın ikinci yarı¤sından önceye has olan bir durum olarak sayamayız.
19. Yüzyılın ikinci yarısında, Hayma¤nanın dağlık kesiminde yaylacılık konusunda, ancak kıt bilgilerden ötürü, sınırlı belirlemeler yapmak mümkün. Önce¤likle, Perrot (2), Ainsworth (3) ve Tschihatscheff ’tan(4) kalma raporların iki önemli konuda çakıştığını belirtmek gerekiyor. Birincisi, hazır düzenli köylerin varol¤duğu gerçeğidir. Seyahat güzergahları üzerinde bulunan bugünkü yerleşim yerlerinin hepsi belirtilmiş. R. Kiepert’in güney Haymana dağlık kesimine ilişkin belirlemelerini ağırlıklı olarak bu yazarlara dayandırdığı için (5), 1906 tarihli haritası 1870’den önce, topografik konumlanışı yanlış yada belirsiz kalsa da, var olan yerleşim yoğun¤luğunu içeriyor ve güzergah¤lardan uzak bulunan yerleri ihtiva etmiyor.
İkincisi, Haymananın Kürt yerlileri öncelikli olarak hayvancılıkla uğraştığı ve kısmen uzak yörelere göçe çıktığı belirtiliyor. Haymananın güneyindeki aşiretlerin, özellikle Cihanbeyli ve Reşvan aşiretlerinin İlkbaharda halen, halk arasında hatırlandığı gibi, Kuzeye doğru, Ankaranın ve Çubuk’un kuze¤yin¤deki dağlık kesimlere, Kızılcaha¤mama dek uzanan göçleri belirtiliyor (6).
Aynı aşirete mensup, mevcut köylerden kopmadan uzak yörelere yapılan göçler, Kürtlerin gelmiş olduðu doğu Toroslardaki durumla ilişki benzerliğini akla getiriyor. Oradada, aşiretin tümü göçebe olarak yaşamıyor, bir bölümü daha çokta aşiret alt birimlerinden oluşan sürü sahipleri ve aileleri bu tür göçlere çıkıyordu(7). Nüfusun geri kalan büyük bölümü köylerde yada yerleşim yerine yakın olarak kurulan çadırlarda kalıyordu. Her iki kesim arasında çok yönlü ilişkiler korunuyor, aynı aşirete mensup olunması halinde bu, mülkiyet ilşki¤lerine göre değişen tesadüfü bir çeşit iş bölümünü andırıyor.
Sayfa hakkında
Burda sayfan hakkındaki bilgileri yazabilirsin, başka sayfalarını yazabilirsin ya da benzeri işler ;-)